çok korktum
bazen çok heyecanlanıyorum panik yapıyorum içimde sanki yapamayacakmışım gibi bir korku oluyor. Dalma olayı için de böyle oldu. İçim karardı kaç gündür. Halbuki olmazsa olmasın niye ben bu kadar ciddiye aldım bilmiyorum. Sanki ÖSSye girecek gibi hissettim kendimi, halbuki ÖSSye girerken hiçbişeyim yoktu..Küçükken insanlar ne güzel daha korkusuz oluyor, yaşadıkça korku eşiğimiz düşüyor, yani burda deneyim olayı eksi tesir yapıyor, korkmak korkuyu getiriyor. Bu kadar genelledim ama belki benimki bir hastalıktır, bi ben böyleyimdir...
mutluluk

Bir de Elif şafak'ın aşk'ını da yeni okumuşken sonra ayşe'yi de böyle görünce kitabı pratiğe de dökmüş olduk, mutlu olmak için aşk gerekiyor.
(Resim yine aynı yerden)
huy suy

annem bazen öyle bi davranıyo ki anneme kızıyorum, aynı şeyi anannem de anneme yapıyor annem de ona kızıyor. yani annemin ananneme kızıyoken farketmesi lazım böyle yapmayayım diye ama farketmiyor..ben annemden farklı olduğumu düşünürdüm ama sanırım gitgide ona daha çok benziyorum. annem de annannemden farklı olduğunu düşünse de o da aslında onun aynısı...böyle bi farklı olduğumuzu düşünsek de huyundan suyundan çekmişiz bizden öncekilere...
hal böyle olunca da yaşlanınca nası biri olacağını az buçuk kestirebiliyosun, ama o anı yaşayınca mutlaka herkes de kendine haklı görünüyor, şimdi ben annemi haksız buluyorum ama ben annemin yaşına gelince ben de annem gibi davranıyo olucam...
(PS: resim:http://www.meltemsozer.com)
ühü ühü

duyarlılık
Bazen çok umutsuz oluyorum, nasıl bir şehir burası, yaşlılar ve özürlüler için düşünülmüş hiçbişey yok. Sadece metronun asansörleri var heralde, onu da zaten herkes kullanıyor. İşin ilginci burası insanı kolayca tüketen yaşlandıran bir şehir ama sonrası için de hiçbişey sunmayan bir yer. Bi de olanca kalabalık içinde bunların yaşanıyor olması insanların duyarsızlığını görmek daha da acı. Hep kendimizle övünürüz şöyleyiz böyleyiz mükemmeliz, heralde en büyük kandırmaca bu, insanlar da saf saf inanıyor işte. Nerden mi çıktı bunca şey, bu hafta ama bi bayanı otobüse bindirdim. Ama aklım bayanda kaldı, burası İstanbul ve herşey olabilir. Reşitpaşada Körler okulu var ve 4.leventten o otobüse biner okula giderlerdi. Bir kere bi ama'nın sopasının ucu nasıl oldu hatırlamıyorum ama benim yüzümden kırılmıştı. O zaman pek önemsemeyip gülüp geçmiştim. Üstelik o zaman onların yanına gidip de hiç yardım etmeye çalışmazdım. Ki o zaman da aslında yardımseverdim ya da öyle olduğumu sanıyordum. Neyse bu ilkokullarda öğretilen türk insanı yardımseverdir, misafirperverdir geyiklerine son verilmeli ve bifiil uygulamaya geçirilerek öğretilmeli. Eğitim sistemi böyle olsaydı belki bu metrobüs üstgeçitler bile böyle yapılmayacaktı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)